Mobilya sektörünün öncü markalarından Çilek, Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine uyum sağlamak amacıyla yürütülen Responsible Programı kapsamında önemli bir aşamayı tamamladı. T.C. Ticaret Bakanlığı ile paylaşılan sürdürülebilirlik yol haritası doğrultusunda, enerji verimliliği, karbon salımı ve atık yönetimi gibi alanlarda çevresel dönüşüm süreci başlatıldı.
İlk Faz Tamamlandı, Sırada Uygulama Var
Metsims Sustainability Consulting danışmanlığında gerçekleştirilen analiz sürecinde Çilek’in mevcut durumu detaylı şekilde değerlendirildi; güçlü yönleri ve geliştirilmesi gereken alanlar tespit edildi. Elde edilen verilerle hazırlanan sürdürülebilirlik yol haritası Ticaret Bakanlığı’na sunulurken, ikinci faz için stratejik planlamalar tamamlandı ve uygulama aşamasına geçiş hazırlıkları başladı.
Responsible Programı ile Yeşil Dönüşüm Hızlanıyor
T.C. Ticaret Bakanlığı’nın ihracatçı firmaları Yeşil Mutabakat’a uyumlu hale getirmek için başlattığı Responsible Programı, karbon ayak izinin azaltılması, döngüsel ekonomi, enerji verimliliği ve sürdürülebilir tedarik zinciri gibi alanlarda firmalara destek sağlıyor. Bu programla birlikte firmaların Avrupa pazarlarında sürdürülebilir rekabet gücü elde etmesi amaçlanıyor.
Çilek’ten Çevre Dostu Üretim Vurgusu
1996 yılından bu yana 5 kıtada 50’den fazla ülkede sağlam ve güvenli çocuk, bebek ve genç mobilyaları üreten Çilek, çevresel sorumluluğu kalite anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Marka, üretimde enerji verimliliği, karbon salımının azaltılması, atıkların etkin yönetimi ve sürdürülebilir hammaddelerin kullanımı gibi alanlara odaklanarak hem doğaya hem de geleceğe duyarlı bir yaklaşım benimsiyor.
Çocuklara Güvenli Odalar, Geleceğe Yaşanabilir Bir Dünya
Çilek’in sürdürülebilirlik yaklaşımının merkezinde, çocuklara sadece güvenli mobilyalar değil, aynı zamanda yaşanabilir bir dünya bırakma hedefi bulunuyor. Yeşil Mutabakat’a uyum kapsamında atılan bu adım, çevresel etkilerin azaltılmasına katkı sunarken, Avrupa başta olmak üzere küresel pazarlarda sürdürülebilir rekabet gücünün korunması açısından da büyük önem taşıyor.
