Ekonominin çarklarının yavaşladığı, her bir liranın daha da kıymetlendiği zamanlardan geçiyoruz. Firmalar, bu zorlu dönemde ayakta kalmak ve büyümek için haklı olarak internetin gücünden faydalanarak daha fazla müşteriye ulaşmanın yollarını arıyor. Dijital pazarlama, bu noktada en önemli can simidi olarak görülüyor. Ancak bu can simidini doğru kullanmak, denizde rotasız kalmakla güvenli limana ulaşmak arasındaki ince çizgiyi belirliyor.
Piyasada birçok reklam ajansı ve serbest çalışan uzman, firmalara bu zorlu denizde rehberlik etme vaadiyle hizmet sunuyor. Fakat ne yazık ki, hem ajansların hem de firmaların düştüğü büyük bir yanılgı var: Her şeyin "daha fazla" hedeflendiği bir pazarlama stratejisi. Daha fazla kişiye ulaşma, daha fazla beğeni, daha fazla yorum, daha fazla etkileşim... Peki, bu "daha fazlalar" gerçekten kasaya da "daha fazla" olarak yansıyor mu?
İşte burada, Cen Medya olarak bizim en çok üzerinde durduğumuz ve firmalara danışmanlık verirken ilk sıraya koyduğumuz kritik bir ayrım devreye giriyor. Ticari bir ürün veya hizmet satıyorsanız, sizin için önemli olan 100.000 kişiye ulaşan bir gönderi değil, o gönderi sayesinde sizinle kaç kişinin iletişime geçtiği, kaç kişinin sipariş verdiği veya fiziksel mağazanızı kaç kişinin ziyaret ettiğidir. Rakamların büyüsü, çoğu zaman asıl hedefi, yani satışı gölgede bırakır.
"Ohaaa, Mağazayı mı Satıyorsunuz?" Diyen Kitle Doğru Kitle Değildir
Hedefleme yaparken yapılan en büyük hatalardan biri de geniş kitlelere seslenerek "bir ihtimal" müşteri yakalamaya çalışmaktır. Özellikle lüks veya niş bir ürün segmentinde hizmet veriyorsanız, bu strateji size sadece zaman ve para kaybettirir. Düşünün ki, yüksek fiyat segmentinde bir ürününüz var ve reklamlarınızı çok geniş bir hedef kitleye gösteriyorsunuz. Mağazanıza gelen veya sosyal medyadan size yazan kişilerden "Neden bu kadar pahalı?", "Bu fiyata araba alınır" veya alaycı bir şekilde "Mağazayı komple mi satıyorsunuz?" gibi tepkiler alıyorsanız, alarm zilleri çalıyor demektir. Bu geri bildirimler, etkileşim gibi görünse de aslında hedef kitlenizin tamamen yanlış olduğunun en net kanıtıdır.
Bu durum, sadece niteliksiz sorularla zaman kaybetmenize neden olmaz. Aynı zamanda marka algınıza zarar verir ve satış ekibinizin motivasyonunu düşürür. Doğru müşteri profili, ürününüzün değerini anlayan, fiyatını sorgulamak yerine özelliklerini ve faydalarını merak eden kişilerden oluşur.
Başarının Anahtarı: Tecrübe ve Hassas Filtreleme
Peki, doğru hedef kitleye nasıl ulaşılır? İşte bu nokta, dijital pazarlamanın sanata dönüştüğü yerdir. Doğru kitleye ulaşmak, sadece birkaç demografik filtre seçmekten çok daha fazlasını gerektirir. Kullanıcıların davranışsal analizleri, ilgi alanlarının derinlemesine incelenmesi, geçmiş satın alma alışkanlıkları ve en önemlisi, tüm bu verileri bir araya getirip anlamlı bir stratejiye dönüştürecek tecrübe ile mümkündür. Algoritmalar birer araçtır; ancak o araçları bir usta gibi kullanacak olan tecrübedir.
Cen Medya olarak, firmalara sunduğumuz 360 derece yazılım ve dijital pazarlama hizmetlerinde temel felsefemiz budur: Gösterişli rakamları değil, gerçek sonuçları hedeflemek. Amacımız, bütçenizin her bir kuruşunu, markanızın değerini anlayacak ve sadık müşteriniz olma potansiyeli taşıyan doğru gözlerle buluşturmaktır.
Ekonomik durgunluk, bütçeleri akıllıca kullanmayı zorunlu kılar. Bu dönemde yapılacak en büyük yatırım, reklamları sadece "görülsün" diye değil, "satın alınsın" diye yapan, tecrübeli ve sonuç odaklı bir ekiple çalışmaktır. Unutmayın, dijital dünyada kalabalığa seslenmek kolaydır; asıl marifet, doğru kişilere fısıldayabilmektir.
Cengiz Eselioğlu
Cen Medya Dijital Ajans Kurucu Ortağı








